Ankara ve İstanbul’da ne yapmalı?

İki gündür, 1946’dan bugüne ülkemizde yapılan genel milletvekili seçimleri ile mahalli seçimleri masaya yatırdım ve mukayeseli bir çalışma yaptım.

1973-1977 arasındaki iki genel, iki yerel seçimlerde bariz tuhaflıklar vardı. 1983’ten bugüne ise pek kayda değer, seçimlere gölge düşürecek durumlara rastlamadım.

Ancak üç gün önce yapılan mahalli seçimlerde, özellikle İstanbul ve Ankara’da izahı zor görünen durumlar var!.. Nitekim bunun bazı örneklerini siyasi partilerin temsilcileri de medyada ifade ettiler, bazı resmi tutanaklardaki çelişkileri kamuoyuyla paylaştılar.

Ve YSK’ya itiraz dilekçelerini vermeye başladılar!..

YSK da itiraz edilen sandıklar ve tutanaklar üzerinde inceleme yapacak ve kararını verecek, böylece konu kapanacak!

Benim buna itirazım var!

Bu işlem, hem gerçeği ortaya çıkarmayacak, hem de tarafları tatmin etmeyecek!..

Türk demokrasisi yara alacak, uyarıyorum!..

Neden?..

Dikkat edin, tuhaf bir durum var, akılla-mantıkla izah edilemeyecek bir
durum var.

İzah edelim: Öncelikle Ak Parti’yi ve aldığı neticeleri masaya yatıralım. Ankara’da Ak Parti 19 ilçede %60 dolaylarında oy alıyor. İki ilçede MHP ve bir ilçede de Cumhur ittifakı seçimi kazanıyor. CHP ise sadece üç ilçede seçimi alıyor.

Yani 22 ilçede seçim alan taraf Büyükşehir’i kaybediyor, sadece üç ilçede seçimi kazanan taraf Büyükşehir’i alıyor!

Bunu nasıl izah edeceğiz? İki ihtimal var:

22 ilçede seçimi alan tarafın Büyükşehir adayının bırakın halkta karşılığı olmayan bir aday oluşunu, nefret edilen birisi olması lazım ki, bu netice çıksın!

Gerçek böyle değil! Sayın Özhaseki sevilen, tanınan ve Belediyecilikte çok başarılı bir insan! Bu ihtimal beni ürkütüyor!

Organize ve başarılı bir proje tatbikatı! Ak Parti’nin sandık müşahitleri ve sandık başkanları aklımı allak-bullak ediyor! Kör şeytana lanet okuyorum ama, zihnimi-aklımı kemiren evhamı yenemiyorum!

Kısaca söyleyeyim: FETÖ yöntemi!

İstanbul için de aynı durum ve yöntem söz konusu! Seçim süresini bir film şeridi gibi gözlerimizin önünde canlandıralım:

CHP’nin sessizliği, doğru dürüst mitingler yapmaması, Kılıçdaroğlu’nun özellikle bazı büyük şehirleri işaret etmesi ve Ekrem İmamoğlu’nun profili, çalışma sistemi! Biraz, üzerinde düşünülmesi gereken noktalar, hatta biraz değil, ciddi ciddi üzerinde düşünülmesi gereken konular!

Ana hatlarıyla söylemek istedikleri, anlaşıldı zannediyorum. Bu nedenle teklifim şudur:

Ankara ve İstanbul için belirli noktalarda itirazlarda bulunmak, kamuoyunu tatmin etmeyecektir.

Yapılması gereken şudur:

YSK, seçime giren her partiden iki yeni müşahit istesin, yeni sandık başkanlarıyla beraber, tüm sandıklar yeniden açılsın, sayılsın, yeni tutanaklara işlensin, imzalansın ve eski listelerle yeni bir hakem heyeti tarafından mukayese edilerek, çıkan netice ilan edilsin!

Bunun dışında, bazı nokta itirazlar üzerinde yapılacak çalışma sonucu ilan edilecek netice bu fitneyi yok edemeyecektir!